«



Bir hafta aradan sonra yanık bir merhaba! Geçen yıla göre sayısal olarak yüzde 80, alan olarak yüzde 40 artan orman yangınları ciğerimizi yakıyor, soframızı küçültüyor, ekonomimizi daraltıyor, “yeşil vatan”ı küle çeviriyor. Ülkemizin, hatta dünyanın herhangi bir yerindeki yangın hepimizi az ya da çok etkiler. İnsanın tanıdığı zarar görmüşse acısını ayrıca hisseder. İzmir’in dağlarındaki yangın bu anlamda bizi de vurdu. Mesleğimizin ilk yıllarında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin Yamanlar Dağı’na ilişkin endemik bitki çalışmalarını haberleştirdiğimizi anımsıyorum. Yangından sonra sordum sadece Yamanlar bölgesine özgü lale ve orkide türünün bulunduğunu anlattılar.

Ege’nin bir tarifi de şudur: Dağlarından yağ, ovalarından bal akar. Zeytin ve incire gönderme yapılarak şekillenen bu anlatım Ege’nin sadece iki bereketidir. Küçük Menderes ovasından dağlara doğru tırmandığınızda ovada sebze, meyve, patates sizi durdurur. 200 metreden sonra fidanlıklar, bağlar, zeytin yükselir, 400 metreden sonra kestane ağaçları “Dağlar benim” der. Yaylalarda barbunya, kış patatesi sırasını bekler. Son orman yangınları yukarıda sözünü ettiğimiz coğrafyada idi. “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” gerçek yaşamdan marşa sıçramıştır. İzmir’in dağlarında sadece bu bölgeye özgü o kadar çok çiçek vardır ki! İris türleri, zambaklar, laleler, çiğdemler, papatyalar, sümbüller, kendi içinde üçer beşer çeşittir. Son bir hafta içinde onların bir bölümü zarar gördü. Daha önceki Ödemiş bölgesinde çıkan yangından anımsıyorum. Yangın söndürüldükten sonra bütün dağ kül rengiydi. Etrafta bir tek canlı yoktu. Sinekler bile uçuşmuyordu. Ayakta kalan sadece ağaçların kömürleşmiş gövdesiydi. Yolun kıyısında kömürleşmiş ama sırtı belirgin bir kaplumbağa vardı. Yola ulaşmaya çalışmış. Hâlâ gözümün önündedir. Orman yangını haberleri yapılırken “sevindirici boyutu” şöyle paylaşılıyor: “Can kaybı yok!” Yok mu? Binlerce, hatta milyonlarca canlı kaybı var! Meslektaşlarımıza, yangınlara böyle bakmalarını öneriyoruz!

Girişte vurguladığımız orman yangınlarının oransal ve kapsama alanı artışı neden? Sadece 2 Ağustos günü bir kararname ile 9 ilde 1 milyon 20 bin metrekarelik saha orman alanından çıkarıldı! İmar için… 2004 yılında Maden Yasası’nda yapılan değişiklik sonrası Türkiye’nin yüzde 60’lık dilimi potansiyel maden sahası olarak belirlendi. Orman yasası hep orman aleyhine 36 kez değişti. Sihirli daha doğrusu zehirli sözcük şu: “Orman vasfını yitirmiş arazi!” Ne demek orman vasfını yitirmiş? Cümlenin doğrusu şu: Orman vasfı yitirtilmiş! Kaz Dağlarını oksijen kaynağı olarak gözde biliyoruz ama madencilerin ayrıca gözdesi! 1700 maden arama bölgesine ayrıldı. Bu, Kaz Dağlarının yüzde 79’u demek! Madenlerin rantını halkımızın değil de çokuluslu şirketlerin ve onların iktidar işbirlikçilerinin alması da başka bir acı gerçek. Bir de yüksek gerilim hatları var! Zaman zaman yangınlara neden oluyor. Hatlar kıvılcım atmasın diye ayrı bir bakım yapmak, aparat takmak gerekiyor. Bu yapılıyor mu? Görünen o ki yeşil vatanı kaybetmek için düşmana gerek yok! Bunun adı dağkırımdır! O atasözümüz de değişti: Rant hırsına dağ dayanmaz!

* Bu köşe yazısı, yapay zeka tarafından seslendirilmiştir. ⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠https://www.cumhuriyet.com.tr/ (https://www.youtube.com/redirect?event=video_description&redir_token=QUFFLUhqbXhsY3F4NmJlbmhTclpXUHdGSkxHNVZXQVM2Z3xBQ3Jtc0tsaGZ1Y1pZNXJaU1F1X1FTdmFXcTNzaTlGSzdlUEg4NWpISWNrTDlPVHF5WVFZX0d4Uno5amxpN3dsNTlDTC1QUVlYby1xX2QtdUhFS2Vwby03VVhjdF9tUk1XUlpjSXZzNWtlLTBucVdzWUlxYlUtYw&q=https%3A%2F%2Fwww.cumhuriyet.com.tr%2F&v=YIAxxpHXULw)

source

Bir Cevap Yaz

cakir Hakkında

Bir Cevap Yaz

Yorum yapabilmek için girişyapmalısınız.