«



Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın:
https://www.youtube.com/channel/UCP_PLJsq0H3Ux590tRi9cyw/join

Yeşilçam ve günümüz türk sineması bir devini daha kaybetti. Sevgi dolu yüreğiyle her daim güzel mesajlar vermişti bize.. Kötü adam olduğundan bile tam kötü olamazdı o. Şöyle demişti Hülya Küçyiğit ölüm haberini aldığı an: Hayranı olduğum zarif bir beyefendi idi. Usta aktör Kayhan Yıldızoğlu’nun vefatı haberi ile büyük bir üzüntü içindeyim. Her fırsatta büyük bir mutlulukla efendice yaşadığını dile getiren büyük ustaya Allahtan rahmet, sevenlerine sabır diliyorum. Başımız sağ olsun.” Evet türk sinemasının beyefendi adamıydı o. Karanlığa bulaşmamış her zaman temiz kalabilmişlerden… Kayhan yıldızoğlu 28 mayıs 1933 tarihinde istanbul da dünya ya geldi. Babası Çerkes asıllı bir ziraat mühendisi annesi ise Giritli bir öğretmendi. 1948′de babası bakanlıkta müsteşarlık için Ankara’ya tayin olduve Ankara’ya taşınırlar. Böylece liseyi Kavaklıdere’deki lisede okudu. Liseden sonra ailesinin isteğiyle hukuk fakültesinde okudu ama 3. sınıfa geldiğinde okulu bıraktı.1955 yılında askerliğini asteğmen olarak yaptıktan sonra istanbul kombiyosunda dövüz komseri oldu. Bu dönemde türkan suner hanım ile tanışı ve dünya evine girdi Bu evlilikten sibel ve deniz adından iki kızı oldu ancak bu birliktelik uzun süreli 3 4 yıl sonra son buldu. Döviz Komiseri olarak çalışırken tesadüf eseri muhsin ertuğrul ile tanıştı. Usta yönetmenin isteği üzerine oyunculuk seçmelerine katıldı. Secçmelerde başarılı olunca kayhan yıldızoğlu için bambaşka bir dönem başladı. Haldun Taner in yönlendirmesiyle ilk filmini 1966 yılında çevirdi. Kara murat fatih in fedaisi filmiyle başlayan kariyeri malkoçoğlu, kara davut, ömre bedel kız, malkoçoğlu kara korsan, tarkan, arım, balım, peteğim ve kara gözlüm gibi filmlerle devam etti. 1970 li yıllar hızla kariyene devam ederken doğum adı Sonja Eady olan Sunal yıldızoğlu ile evlendi. Birleşik krallık vatandaşı olan sonja kayhan yıldızoğlu ile evlendiktens sonra türk vatandaşlığı aldı ve yıldızoğlu soyadını hayatı boyunca kullanmaya karar verdi. Kayhan yıldızoğlu yeşilçam ın sevilen karakteri oyuncularından birine dönüştü. Kimi zaman izleyici rolleriyle çok kızdırsa da her seferinde affetirmeyi başarıyordu. yumurcak küçük şahit, battal gazi geliyor, bitirim kardeşler, turist ömer uzay yolunda, kara murat denizler hakimi ve taşı toprağı altın şehir gibi filmlerden sonra sinemaya arar verir kayhan yıldızoğlu. Önce yetişkin filmlerinin sonra da ardından gelen darbenin etkisiyle 1978 den 1990 yılına kadar birkaç proje dışında hiçbir işte yer almaz. Rahip, doktor, komiser, kral, imparator, uşak ve fabrikatör gibi rollerle hafızalarda yer eden isim 1990 da sözde kızlar yapımıyla sanat dünyasına yeniden döner. ve o tarihten sonra unutulmaz dizi ve filmlerde yer alır. Eşkıya, tatlı kaçıklar, cennet mahallesi, yabancı damat, çiçek taksi, varyemez ve selena gibi büyük projelerin kahramanlarından olur. Özellikle selena daki yüce honos rolüyle çocukların en sevdiği isimlerden biri haline gelir. 2023 yılına kadar kurtlar vadisi, avrupa yakası, adanalı, küçük ağa ve kertenkele gibi dizilerde çalışır. Ömrünün sonuna kadar sinemadan ve televizyondan kopmaz… Bu başarılı yapımlar ona birçok ödülde getirir. 2015 de 52. uluslararası antalya film festivalinde yaşam boyu onur ödülünü, 2018 de 23. sadri alışık tiyatro ve sinema oyuncu ödüllerinde sinema onur ödülünü alır. 2015 yılında başına ilginç bir olay da gelir ve asker kacağı olduğu gerekçesiyle karakola çağrılır. 82 yaşında olan isim Ben Ulubatlı Hasan surlara bayrağı dikerken askerlik yaptım açıklamasıyla bu durumu şöyle anlatır: Ben askerliğimi 1957’de İstanbul’da asteğmen olarak yaptım. Yine de çok tedirgin oldum. Karakola gidince işin gerçeği ortaya çıktı. Eski defterler bilgisayara geçirilirken kaybolmuş. Ben de asker kaçağı olarak kayıtlara geçmişim. Karakolda ‘Ben Ulubatlı Hasan, surlara bayrağı dikerken askerlik yaptım’ deyince polisler çok güldü. Onların sıcak ilgisi beni yumuşattı. Tezkeremi verince sorun çözülecek. Vefatından 1 yıl önce anadolu ajansından dilek dallıağ a verdiği röportajda En büyük ödülüm, halkın bana verdiği sevgi diyerek türk sanatının geçmişinin yaşadıklarını ve bugünkü dönemi şöyle özetlemişti: 90 yaşındayım bir sürü sakatlık falan idare ediyorum. Allah’a şükür ayaktayım yaşıyorum. Kendi ihtiyaçlarımı kendim halledebiliyorum. en büyük ödülüm, halkın bana verdiği sevgi. Bu öyle bir sevgi ki yollarda boynuma sarılırlar, gelip resimler çektirirler, sohbet ederler. Bir tanesi bir gün beni kırmadı.

source

Bir Cevap Yaz

cakir Hakkında

Bir Cevap Yaz

Yorum yapabilmek için girişyapmalısınız.