«



LATİN AMERİKA’DA DEVRİM || Simon Bolivar ve Ayacucho Muharebesi 1824

🟢DFT Tarih Podcast: https://spoti.fi/2VcWBnK

🔔ABONE OL!: https://goe.gl/F3uaq
🔔ÜCRETLİ ÜYELİK: https://goe.gl/OG5Lm
📬 İLETİŞİM VE REKLAM: tarih.dft@yandex.com
🟣DİSCORD BAĞLANTISI: https://discord.gg/n9wUZm3

#tarih #SimonBolivar #devrim

🔵TWİTTER: @DftTarih
🔴İNSTAGRAM: @dfttarih
🟢FACEBOOK: DFT Tarih

💥Osmanlı Nasıl Kuruldu?: https://bit.ly/3iJZtPt
💥Türkler Nasıl Müslüman Oldu?: https://bit.ly/2PYMNb3
💥2.DÜNYA SAVAŞI BELGESELLERİ: https://bit.ly/3h4QDLY
💥Kunuri Muharebeleri 1950: https://bit.ly/2PXhwoZ
💥SELÇUKLU KURULUŞ SERİSİ: https://bit.ly/2Q9SdjT
💥Tarihin İlk İmparatorluğu AKADLAR: https://youtu.be/3BaLBEM4LdI​
💥En Çılgın Türk BABÜR ŞAH: https://youtu.be/FWQpdVMW2oY​
💥ÜÇ KRALIN SAVAŞI 1578 || Osmanlı-Portekiz-Fas https://youtu.be/9kIhiyT8MJ4​
💥Yunan Tarihi: https://youtu.be/8_C4glHqQsQ
💥Napolyon Bonapart Serisi: https://bit.ly/3f2kENp

……………………………………

Kristof Kolomb’un 1492’de yeni kıtaya ayak basması, dünya tarihinin geri kalanını derinden etkileyecek bir olaydı. Bu ayak basışın ve devamındaki keşiflerin iki lokomotif gücü olan İspanya ve Portekiz, yeni dünyadaki zenginlikleri kendi aralarında bölüşüp yerli halkı ve kıtanın kaynaklarını sömürmeye başladılar. Brezilya gibi geniş bir ülke Portekiz’e kalırken Brezilya haricindeki tüm topraklar İspanya’nın inisiyatifine bırakıldı. İspanyollar paylarına düşen toparlakları kendi içinde daha ufak yerel yönetim birimleri olan ve “Visrualık” denilen yönetim birimlerine böldü. Bu visralukların başına da genel valiler olarak nitelendirilebileceğimiz kral naiplerini getirdiler. 19. Yy başlarında İspanya’nın elindeki Latin ve Kuzey Amerika toprakları, 4 büyük Visrualığa bölünmüş vaziyetteydi. Bunlar haritada da görüldüğü üzere Yeni İspanya, Yeni Granada, Peru ve Rio de la Plata Visrualıklarıydı. Amerika kıtası, İspanya ana vatanına çok uzak olduğu için sömürülen bölgelerde merkezi otorite hiçbir zaman istenildiği kadar sağlam olmadı. Bu otorite boşluğu İspanya’nın kontrolü altındaki yerlerde, feodal denilebilecek bir yönetim anlayışının doğmasına neden olduğu gibi yerlilerin hızla asimile olup köleleştirilmesine de neden oldu.
Sömürülen “Yeni Dünya” insanlarının emperyalist devletlere karşı başkaldırısı, 18. ve 19. Yüzyılın yeni fikir akımları ve siyasi olaylarıyla başladı. Sömürülen Latin Amerika’nın gönlüne bağımsızlık ateşini düşüren en önemli şey; kuzeydeki İngiliz Kolonilerinin Londra’ya başkaldırıp bağımsızlıklarını kazanmasıydı. Bağımsızlık fikrinin oluşmasındaki diğer etkenler; Fransız İhtilalinin yaydığı fikirler ve İngilizlerin Latin kolonilerini İspanya’ya karşı kışkırtmasıydı. Özgürlük fikri; yüzyıllardır sömürülen yerli halkın arasında değil, “Kreol” denilen grup arasında hızla yayıldı. Kreol, İspanya’dan gelip yeni topraklara yerleşmiş, burada yerli halkla belli oranda karışmış ve büyük toprak zengini olmuş kesim için kullanılan bir terimdi. Artık ne Avrupalı ne de yerli olan bu kesim içinden çıkan zengin Kreol çocukları Avrupa’ya gidiyor, burada liberal fikirlerle tanışıyor, bazıları mason localarıyla temas kuruyor ve ülkelerine geri döndüklerinde cumhuriyetçi gruplar kurup örgütleniyorlardı.
Her şeyin fitilini ateşleyen Napolyon Savaşları oldu. Avrupa’yı kasıp kavuran Fransız İmparatoru Napolyon, 1808 yılında İspanya’yı ele geçirip Kral Ferdinand’ı tahtan indirdi ve yerine kendi kardeşi Joseph Bonapart’ı geçirdi. Bu taht değişikliği üzerine 7.Ferdinand’a bağlı olan denizaşırı koloniler isyan ettiler. 1810’da Buenos Aires, Bogota, Karakas, Cartagena gibi kentlerde Napolyon’a karşı Ferdinand’ı destekleyen askeri cuntalar kurdular. Pek çoğu Kreoller tarafından kurulan cuntalar, Fransızlara karşı gibi görünse asıl amaçları tam bağımsızlıktı. Cuntaların asıl amacı anlaşılınca sömürge valileri derhal hareket geçti ama iş işten çoktan geçmişti, Napolyon’a karşı olan girişim bir anda kralcıların ve cumhuriyetçilerin savaşına dönüşüverdi… Latin Amerika’daki bağımsızlık savaşının Birleşik Devletlerin Bağımsızlık mücadelesinden temel farklarından biri tek elden yönetilememesiydi. Meksika’dan Arjantin’e kadar uzanan sahada mücadele, farklı devrimci liderlerin etrafında şekillendi. Latinlerin onları birleştirecek bir George Washington’ı yoktu ama devrim ruhunu taşıyan Francisco de Miranda ve Simon Bolivarları vardı…

source

Bir Cevap Yaz

cakir Hakkında

Bir Cevap Yaz

Yorum yapabilmek için girişyapmalısınız.